13 Eyl 2012

Bozburun

 Son durağımız Bozburun için Datça'dan yola çıkıyoruz. Bir gözleme arası için Osmaniye köyüne uğrayıp yola devam ediyoruz. Yolumuz enfes manzaralar eşliğinde yaklaşık 2 saat sürüyor ve Bozburundayız...

 Bu gezimizde ikametimiz Suna Pansiyon olacağı için küçük bir Bozburun araştırmasıyla pansiyona varıyoruz. Ama biz, hemen pansiyonun yanındaki apartı beğeniyoruz. Müthiş bir balkon, şirin bir oda, hemen önümüzdeki badem ağaçları ve aradan görünün deniz...Bozburunda pansiyonların önündeki iskelelerden giriliyor denize. Etrafta irili ufaklı yatlar var. Zaten Bozburun guletleriyle meşhur bir belde...

Biz de birkaç tersane görüyoruz etrafta.Yine, bu tatilimize ait, "köy" konseptini bozmuyor Bozburun. Burada öyle 3-5 yıldızlı otel aramayın, lüks restaurantlar bulmazsınız, zaten bunların peşindeyseniz lütfen Bozburun'a gelmeyin!


 Suna abla çok maharetli de bir kadın...Sabahın ayazında kalkıp mis gibi kokan sac ekmekleriyle karşılıyor bizi. Biz balkonda kahvaltımızı yaparken , aşağıdan seslenip sıcacık ekmeğimizi gönderiyor.
Bozburun' dan Selimiye çok yakın..Bozburuna gelmeden Selimiyeye de uğrayabilirsiniz.
Söğüt köyünde meşhur, hatta dillere destan bir ahtapotçu var: Mehmet Usta...Biz de onu ziyaret etmek için akşam üzeri denizden sonra düşüyoruz yola...Bizi muhteşem bir manzarayla, günbatımıyla karşılıyor  Söğüt köyü...
 Mehmet Usta, mutfakta özenle ve zevkle siparişleri hazırlarken, ailesinden birkaç kişi de ona serviste yardım ediyor. Yani küçük bir aile işletmesi. Herkes çok sıcakkanlı, kedileri bile:) Tostombul, kocaman bir kedi görünce hemen masamızın yanında başlıyoruz Mehmet ustayla sohbete...Epeyce bir laklaktan sonra iskeleye, en köşeye kuruyorlar masamızı...
 Bu ambiyansta ömrümü geçirebilirim diyerek, dinginliğin keyfini çıkarıyorum. Zaten etrafta pek de müşteri olmaması (gelenlerin de geç saatlerde gelmesi) kafa dinginliğimizi iyice bir arttırıyor:)

 İlk siparişimiz ahtapot lokum.Gerçekten de lokum gibi bişeydi:) Müthiş bir lezzet! Ahtapot önce haşlanıp sonra birkaç bişiyle karıştırılıp kızartılıyomuş ve lokum oluyormuş:)



  Daha sonra buradaki herşeyden yemeliyiz dedik ve siparişleri sıraladık:) Deniz ürünlerinde yapılmış paçanga böreği de süperdi buradaki tüm lezzetler gibi...İçinde karides, ahtapot ve bilumum deniz ürünleri var..Ve tabi ki Burağın vazgeçilmezi deniz börülcesi de yanında...
 Ama menüde öyle birşey var ki , illa bir çeşit yiyeceğim diyorsanız o da Ahtapot ızgara olmalı bizce. Fevkaledenin fevkinde diyorum ve başka birşey diyemiyorum:)

  Son lezzetimiz ahtapot güveç..Ahtapotu bir de böyle sebzelerle çeşnilendirilmiş bir şekilde fırından yemek de güzeldi..
 İşte böyle sonlanıyor ahtapot yolculuğumuz...Hava iyice kararınca şu an tam hatırlayamadığım bir saatte ayrılıyoruz Söğütten...Hatta gece yolculuğumuzda yoldan geçen küçük bir tilki takılıyor arabamızın farlarına.Birkaç saniye duraksadı sonra pırr ,kaçtı.
 Güzel bir gezimizin daha sonuna geliyoruz böylece...Tekrar görüşmek dileğiyle Bozburun, tekrar görüşmek dileğiyle blog takipçilerim:)